Bilecik ili, Marmara Bölgesi’nin güney doğusunda; Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesişim noktaları üzerinde yer alır. Bilecik, doğu kesiminde Bolu ve Eskişehir, güney kesiminde Kütahya, batı kesiminde Bursa, kuzey kesiminde ise Sakarya illeri ile komşu durumundadır. İlin yüzölçümü 4.321 km²’dir. ADNKS verilerine göre 2022 yılında Bilecik nüfusu 228.673’e ulaşmıştır. Sakarya nehrinin etrafında toprakları olan Bilecik antik çağlardan günümüze değin tarihin her döneminden izler taşımaktadır.
Bilecik’te ilk yerleşim tarihi milattan önce 3000 yılına kadar gitmektedir. Milattan önceki dönemlerde Bilecik’te tunç yapımı için kalay çıkarıldığı bilinmektedir. Şehrin antik dönemdeki bilinen ismi Agrilion ve Roma dönemindeki adı ise Belekoma’dır. Daha sonraki dönemlerde Bilecik, Roma ve Bizans İmparatorluğu hâkimiyetine girmiş; Selçuklu ve Osmanlı Devletleri tarafından fethine kadar Bizans hâkimiyetinde kalmıştır. Bilecik, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğduğu topraklar olarak büyük öneme sahiptir. Milli mücadele yıllarında da önemli bir rol oynayan Bilecik sınırları içinde Türk ordusunun Büyük Taarruzu gerçekleştirdiği Metristepe de bulunmaktadır. Bilecik milli mücadele yıllarında birkaç kez el değiştirerek düşman işgaline uğramış ve savaştan çok büyük zarar görmüştür. Milli mücadeleye bütün varlığıyla katılan Bilecik’in savaşta gördüğü zararlar nedeniyle nüfusu, sosyal ve ekonomik yapısı çok yara almıştır.
Bilecik gelişmekte olan sosyal ve ekonomik yapısının yanı sıra tarihten gelen çok zengin bir kültür birikimine sahiptir. Sakarya ırmağının etrafında kurulan, göletleri ve derelerinin zenginliği ile tanınan yöre antik çağlardan günümüze tarihin izlerini taşır. Bilecik ili Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda olduğu kadar Cumhuriyetin kuruluş sürecinde de önemli bir rol oynamıştır. Osmanlı Devleti’nin ilk kurucusu olan Ertuğrul Gazi ve Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu olan Şeyh Edebali’nin türbeleri Bilecik’te bulunmaktadır. Her yıl Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt şenlikleri, Bilecik iline bağlı Söğüt’te yapılmaktadır. Şehirdeki Şeyh Edebali Türbesi, tüm Türkiye’den ziyaretçi almaktadır. Bilecik ilindeki milli mücadele yıllarının izleri, Bilecik ilinin ilk yerleşim yeri olan Şeyh Edebali Türbesi’nin çevresinde halen görülebilir. Sahip olduğu yaylaları, şelaleleri, göletleri ve kanyonu ile Bilecik tarih turizminin yanında doğa turizmi açışından da önemli bir potansiyele sahiptir. Bilecik ilinin Yenipazar ve İnhisar ilçeleri arasında bulunan, yaklaşık 3 km uzunluğa sahip Harmankaya kanyonu, trekking ve kamp yapmak isteyen doğa severler için bire birdir. Ayrıca Pazaryeri ilçesi sınırları içinde yer alan Küçük Elmalı ve Bozcaarmut göletleri el değmemiş doğası, havası, sessizliği ve olağan üstü güzellikleri ile ziyaretçilerinin müdavimi oldukları tabiat harikalarıdır.
İlin ekonomisinde tarım ve hayvancılığın yanı sıra madencilik, ormancılık, dericilik, bıçakçılık, mermer, tuğla, seramik ve tahta işlemeciliği sektörleri önemli bir paya sahiptir. Bilecik’te bulunan zengin mermer ocakları ilin ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle Bilecik merkezindeki ve çeşitli yolların kesişim noktasında olan Bozüyük ilçesindeki sanayi tesisleri de ilin ekonomik gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. Madencilik açısından zengin kaynaklara sahip olan Bilecik’te seramik ve cam sanayiinde kullanılan kil, kaolin ve feldispat rezervleri çok zengindir. Bilecik’te “Bilecik taşı” ismi verilen mermer (kireç taşları) meşhurdur. Vezirhan ve Kösedere’de çıkarılan pembe ve beyaz somaki mermerler; Hırtılar ve Külümbe köylerinde çıkarılan kırmızı, pembe ve şeftali renkli somaki mermerler ile Söğüt’te çıkarılan siyah benekli beyaz mermerler aranan mermerlerdir.